Blog

BROKOLİ (BRASSICA OLERACEAE)

BROKOLİ (BRASSICA OLERACEAE)


Brokoli,son yılların en popüler bitkilerinden biri olup,kansere karşı koruyuculuğu en yüksek bitkilerdendir.Tıbbi yönden asıl yararlı bileşik "SULFORAFAN"dır.

Brokoli,meme,prostat,akciğer,yumurtalık ,rahim kolon ve mide kanseri riskini azaltmaktadır.Haftada ortalama bir kg.brokolinin uygun pişirme koşullarına dikkatle hazırlanıp tüketilmesi yeterlidir.


Çalışmalar, pancarın birkaç saatlik bir süre zarfında kan basıncını 4-10 mmHg kadar düşürebileceğini göstermiştir. Bu etki çiğ pancarda pişmiş pancara göre daha güçlüdür.

Pancarın bu kan basıncını düşürme etkisi, kan damarlarının gevşemesini ve genişlemesini sağlayan bir molekül olan nitrik oksitin düzeylerini artırmasından kaynaklanmaktadır.
Pancardaki nitrat kan basıncının düşmesini sağlayan nitrik okside dönüştürülür.

Devamını Oku...

SARIMSAK

SARIMSAK


Bilimsel araştırmalarda sarımsağın KAN ŞEKERİNİ kısa sürede düşürücü özelliği birçok çalışmada kanıtlanmıştır.

Peki NASIL TÜKETMELİYİZ?
-Etkili olduğu bileşeni “allisin”
Sarımsakta doğrudan bulunmuyor sadece sarımsağı ezince ortaya çıkıyor. Bu yüzden yemeklerimizde, salatalarda veya yoğurtta ezilmiş şekilde kullanmak kan şekeri açısından daha faydalı. .
Ancak tabiki Tip 2 diyabet hastalarında kan şekeri kontrolünde tek başına yeterli değil!! Doktorunuzun önerdiği ilaçlar ile birlikte kullanılması ile daha belirgin sonuç alınabilir!!

Devamını Oku...

OMEGA – 3’ÜN FAYDALARI

OMEGA - 3'ÜN  FAYDALARI

* Kalp, beyin ve göz fonksiyonlarına katkıda bulunur.

* Omega-3 gıda takviyeleri kalp krizi riskini azaltır.

* Vücudun enerji üretimine katkıda bulunur.

* Omega-3 açısından zengin bir beslenme yorgunluğu giderir.

* Kavrama gücünü ve hareket kabiliyetini artırır.

* Konsantrasyon yeteneği üzerinde çok olumlu adımları vardır.

* Depresyon ve şizofreni belirtilerini hafifletir.

* Endişe, hüzün ve uyku problemlerini azaltır

Devamını Oku...

NANE YAĞI

NANE YAĞI

• Mide ağrılarını azaltır.
• Ağız kokusunu giderir.
• Zihni geliştirir.
• Odaklanmayı ve konsantre olmayı arttırır.
•Sindirim sistemini rahatlatarak hazımsızlığı önler.
•Enerji verir.
•Baş ağrılarına iyi gelir.
•Antimikrobiyal özelliği vardır.
•Ciltteki kaşıntıları azaltır.
•Stres, depresyon ve kaygıyı azaltır.
•Bağışıklık sistemini güçlendirir.
•Kan dolaşımını arttırır.

Devamını Oku...

KIRMIZI PANCAR

KIRMIZI PANCAR

Kırmızı pancarın sağlığımıza olan faydaları Tansiyonun Kontrol Altında Tutulmasına Yardım Eder:

Çalışmalar, pancarın birkaç saatlik bir süre zarfında kan basıncını 4-10 mmHg kadar düşürebileceğini göstermiştir. Bu etki çiğ pancarda pişmiş pancara göre daha güçlüdür.

Pancarın bu kan basıncını düşürme etkisi, kan damarlarının gevşemesini ve genişlemesini sağlayan bir molekül olan nitrik oksitin düzeylerini artırmasından kaynaklanmaktadır.
Pancardaki nitrat kan basıncının düşmesini sağlayan nitrik okside dönüştürülür.

Devamını Oku...

KANSERLE SAVAŞAN BİTKİLER

PROBİYOTİKLERİNİZ YETERSİZSE NE OLUR?

ZERDEÇAL

Dünya üzerinde en çok laboratuvar ve klinik çalışması yapılan bitki kökü türlerindendir. Yeni özellikleri konusunda çalışmalar ise devam etmekte ve merakla izlenmektedir. İçeriğinde ki curcumin etken maddesinin antikansorejen, antioksidan, antiinflamatuar etkileri bir çok araştırma sonucu onaylanmıştır. Bu özellikleri ile kanseri tetikleyen iltihabi olayları gerileterek kanser önleyici, yine aynı özellikleri ile romatizmal hastalıklar ve ağrılarda ki olumlu etkileri ile başta Avrupa ve Amerika olmak üzere hekimlerce önerilmektedir.

Bitki kökü toz ya da baharat olarak tüketildiği taktirde bağırsaktan emilimi çok düşük düzeylerde gerçekleşmekte olduğundan üzerinde ki araştırmalar dahi sıvı zerdeçal ekstratları ile yapılmaktadır. Sağlığımız içinde çok faydalı olduğundan tüketilmelidir.

DEVE DİKENİ TOHUMU (MILK THISTLE)

Karaciğer hastalıklarına karşı modern tıpta en çok faydası görülen tohum olarak deve dikeni kullanılmaktadır. Deve dikeninin siroz ,alkole bağlı hasarlı karaciğer ve hepatit hastalıklarından muzdarip hastaların tedavilerinde oldukça büyük bir yarar sağladığı gözlenmiştir. Aslında deve dikeni her türlü karaciğer toksisitesinde büyük ölçüde etkilidir.
Alman araştırmacılar ölümcül olabilen Amanita phalloides mantarı zehirlenmesinden sonra oluşan toksik karaciğer hasarının tedavisinde deve dikeninin oldukça etkili olduğunu saptamışlar. Karaciğer koruyucu etken madde kompleksi üç flavonolignan'dan oluşan silymarindir. Bitkinin etken maddeleri karaciğeri genel anlamda korur ve özellikle çok yaygın olan karaciğer yağlanmasında rejeneratif etkiye sahiptirler. Karaciğer hastalıkları gitgide yaygınlaşmaya başladı. Genellikle sarılıkla birlikte görülen akut hepatit zamanımızda adeta salgın hastalıklar sınıfına girdi denilebilir. Ama gereğinden fazla beslenme ve aşırı alkol tüketimi de karaciğer dokularının büyük bir bölümünü çalışamaz duruma sokan karaciğer yağlanmasına yol açabiliyor.
İşte bu durumda devedikeni tohumu hiçbir yan etkisi olmayan spesifik bitkisel ilaçların en önde gelenidir. Milk Thistle(Deve dikeni )nin etken maddesi silymarin suda yeteri kadar çözünmediği için çay olarak kullanımı etkili olmaz . Ekstrakt olarak tıpda kullanılmaktadır. Bitkinin etken maddesi silymarin yüksek dozlarda bile hiçbir yan etki içermez ve karaciğer dokularının yenilenmesinde fevkalade etkilidir. 1970 li yıllarda Münih Üniversitesi bilim adamları deve dikenindeki karaciğer için yararlı farmakolojik maddeleri tanımlamışlar ve bu maddelerinin bilinen en öldürücü karaciğer toksinlerine karşı nasıl mücadele ettiklerini ayrıntılı bir biçimde açıklayarak bu bitkiyi onaylamışlardır.

YEŞİL ÇAY(CAMELLA SINENSIS)

Yeşil çay ekstraktı, hekim kontrolünde, özellikle sindirim sistemi kanserleri ve meme kanseri önlenmesi ve tedavisinde etkindir. Çok güçlü bir antioksidandır.Kanserin hız ve yayılmasını engellemeye yardımcı olur.Yeşil çayda pek cok değerli fitokimyasal olmakla beraber en kıymetli bileşik EPIGALLOKATEŞİN GALLAT'dır.Flavonoid yapıdaki bu bileşiğin,tümör nekroz faktörü baskıladığı, apoptozisi(programlanmış kanserli hucre ölümünü) uyardığı gosterilmistir.

BROKOLİ (BRASSICA OLERACEAE)


Brokoli,son yılların en popüler bitkilerinden biri olup,kansere karşı koruyuculuğu en yüksek bitkilerdendir.Tıbbi yönden asıl yararlı bileşik "SULFORAFAN"dır.

Brokoli,meme,prostat,akciğer,yumurtalık ,rahim kolon ve mide kanseri riskini azaltmaktadır.Haftada ortalama bir kg.brokolinin uygun pişirme koşullarına dikkatle hazırlanıp tüketilmesi yeterlidir.


Çalışmalar, pancarın birkaç saatlik bir süre zarfında kan basıncını 4-10 mmHg kadar düşürebileceğini göstermiştir. Bu etki çiğ pancarda pişmiş pancara göre daha güçlüdür.

Pancarın bu kan basıncını düşürme etkisi, kan damarlarının gevşemesini ve genişlemesini sağlayan bir molekül olan nitrik oksitin düzeylerini artırmasından kaynaklanmaktadır.
Pancardaki nitrat kan basıncının düşmesini sağlayan nitrik okside dönüştürülür.

Devamını Oku...

Kanser Belirtileri

Kanser Belirtileri nelerdir?

  Kanserin belirtilerini bilmek hastalığın erken tanısı açısından önemlidir, ancak bu belirtilerin birine veya daha fazlasına sahip olmak kişinin mutlaka kanser olduğu anlamına da gelmez. Vücudunuzda oluşan değişikliklere karşı duyarsız kalmayın ve göz ardı etmeyin

Akciğer Kanseri Belirtileri

Akciğer kanserinin en sık belirtisi bitmek bilmeyen ve zamanla daha kötüye giden öksürüktür. Kan tükürmek, kalıcı göğüs  ağrısı diğer belirtiler arasındadır.

Beyin Tümörü Belirtileri

 Beyin tümörü belirtileri tümörün büyüklüğüne, hücre tipine ve bulunduğu bölgeye göre değişiklik gösterebilir. Baş ağrısı,görme bozuklukları ve nöropsikiyatrik belirtiler, hatta koku alma değişiklikleri gibi…

Böbrek Kanseri Belirtileri

 Hastalık ilerleyene kadar herhangi bir bulgu vermeyebilir. İdrarda kan (hematuri), nedensiz gelişen bel ağrısı,  gibi belirtilerle kendini gösterebilir...

Karaciğer Kanseri Belirtileri

Karaciğer kanserinin belirtileri çoğu zaman ilerlemiş evreye kadar ortaya çıkmaz. Ancak, bazen de daha erken evrelerde görülebilir. Belirtilerle karşılaştığınızda vakit kaybetmeden doktora giderseniz...

Kolon, Kanseri Belirtileri

Kalın bağırsak kanserinin en sık karşılaşılan ve bulgusu makattan kan gelmesidir...

Larenks - Gırtlak Kanseri Belirtileri

En önemli bulgu ses kısıklığı veya seste kalınlaşma veya incelme gibi değişikliklerdir

Cilt Kanseri Belirtileri

Olağandışı yaralar, şişlikler, lekeler, çizikler veya derinin söz konusu bölgesinin görünüşünde değişiklik, cilt kanserinin türünün işareti veya kanserin oluşabileceğine dair bir uyarı olabilir...

Meme Kanseri Belirtileri

Memede ele gelen bir setlik en sık bulgusudur..Bazen meme kanserinin ilk belirtisi, hastalığın uzak organlara yayılmasından kaynaklanan bulgular ile olur. Sıklıkla bu kanser kemik, akciğer, karaciğere yayılım yapar.

Mesane Kanseri Belirtileri

En sık görülen belirtisi idrarda kan görülmesidir, buna tıp dilinde hematüri denir.

Mide Kanseri Belirtileri

    Kilo kaybı ve müzmin karın ağrısı en sık görülen belirtilerdir.

Nöroendokrin Tümörleri Belirtileri

Yüksek tansiyon, ateş, baş ağrısı, terleme, çarpıntı,  kusma, Taşıkardi hem nöroendokrin tümörü olan hem de feokromositom olan hastalarda rastlanan belirtilerdir...

Yemek Borusu Kanseri Belirtileri

. En sık görülen belirti yutma güçlüğüdür. Bunun yanında yutkunma sırasında ağrı, kilo kaybı, göğüste ağrı, yutulan gıdanın tükürükle karışık ağza geri gelmesi(regüljitasyon ve sialore) diğer belirtilerdendir.

Pankreas Kanseri Belirtileri

   İlk evrelerinde hiç belirti vermez, çok sessiz ve sinsidir. Belirti vermeye başladığı zaman maalesef çoğunlukla tümör pankreas dışına taşmış olmakta ve başarılı tedavi için geç kalınmaktadır...

Prostat Kanseri Belirtileri

Erken evre prostat kanseri genellikle belirti göstermez. İleri evre prostat kanseri ise İdrar yaparken oluşan problemler; idrarı az ya da yavaş yapma, özellikle akşamları sık idrara çıkma isteği gibi belirtiler kendini gösterir.

Rahim Kanseri Belirtileri

Rahim kanser tanısı konan hastaların ortalama % 90-ında, adet tarihlerinde değişiklik veya iki adet dönemi arası veya menopoz sonrası kanama gibi anormal vajinal kanama vardır...

Tiroid Kanseri Belirtileri

 Boyunda şişlik veya hızlı büyüyen bir yumru, boynun ön tarafında bazen de boyundan kulaklara vuran ağrı görülebilir.

  Sitemizde yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza danışın.

Devamını Oku...

Karaciğer Yağlanması Nedir?

Karaciğer Yağlanması Nedir?


Diğer bir adıyla hepatik steatoz olan karaciğer yağlanması, karaciğer hücrelerinde çok fazla yağ depolanması ve birikmesi durumudur. Normal şartlar altında karaciğerde az miktarda yağ bulunur, ancak fazlası çeşitli sağlık sorunlarına yol açar. Başka bir tanımla da hepatosit denilen karaciğer hücrelerinin %5!inden fazlasında trigliserid depolamasına da karaciğer yağlanması denir.

Karaciğerde çok fazla yağ bulunması, karaciğere zarar verebilecek ve yara dokusu oluşturabilecek şekilde karaciğer iltihabına neden olabilir.
Karaciğer yağlanması, sebebine göre iki genel türe ayrılır. Çok fazla alkol tüketen bir kişide karaciğer yağlanması geliştiğinde, alkole bağlı karaciğer yağlanması hastalığı (AFLD) olarak bilinir. Alkol kullanmayan ya da çok az alkol kullanan bireylerde gelişen karaciğer yağlanması ise alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması (NAFLD) olarak bilinir. 


Daha ağır karaciğer yağlanması geçiren bazı bireylerde, karaciğer iltihabı nedeniyle ileri derecede yara dokusu oluşabilir, yani karaciğer skarlaşması gerçekleşebilir.
Karaciğer skarlaşması, aynı zamanda karaciğer fibrozu olarak isimlendirilir. Şiddetli karaciğer fibrozu gelişirse bu da siroz gibi hayati tehdit oluşturan hastalıklara yol açabilmektedir. Siroz sonucunda karaciğer yetmezliğine kadar ilerleyen olumsuz bir durum oluşur. 
Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanmasından muzdarip kişilerde de agresif bir karaciğer yağlanması hastalığı türü olan alkolsüz steatohepatit (NASH) geliştirebilir. Bu türde karaciğer dokusu üzerinde görülen hasar, ağır alkol kullanımından kaynaklanan hasara benzerlik gösterir ve yine karaciğer yetmezliğine neden olabilir.

Karaciğer Yağlanması Neden Olur?


Karaciğer yağlanması, vücut çok fazla yağ ürettiğinde veya ürettiği yağı yeterince etkili bir şekilde metabolize etmediğinde gelişir. Fazla yağ karaciğer hücrelerinde depolanır ve burada biriken yağ karaciğer hastalığına neden olur.


Bu yağ birikimi çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Örneğin çok fazla alkol almak bu sebepler arasında en yaygın olanıdır ve alkole bağlı karaciğer hastalığının ilk aşamasıdır.
Alkol almayan veya çok az alkol alan bireylerde karaciğer yağlanması hastalığının nedeni genellikle daha az görülür.

Bu durumda obezite, kandaki yüksek kan şekeri, insülin direnci ve özellikle trigliseritler olmak üzere yüksek yağ ve kolesterol seviyelerinin rol oynadığı düşünülmektedir.
Bununla birlikte daha az görülmesine karşın karaciğer yağlanmasının nedenleri arasında gebelik, hızlı kilo kaybı, Hepatit C, yani Sarılık gibi bazı enfeksiyon türleri, çeşitli ilaçların yan etkileri, belirli toksinlere maruz kalınması ve genetik faktörler sayılabilir.


Karaciğer Yağlanması Belirtileri Nelerdir?

karaciğer yağlanması belirtileri arasında karnın sağ üst tarafından şiddetli ağrı veya kişinin aşırı yorgunluk hissetmesiyle gelişen vakalar da mevcuttur. 
Karaciğer yağlanmasına bağlı karaciğer hastalığı oluşan nadir vakalarda ciltte çeşitli belirtiler görülebilir
sirozun belirtileri arasında:
⦁ İştahsızlık,
⦁ Halsizlik,
⦁ Yorgunluk,
⦁ Burun kanaması,
⦁ Sarı cilt ve gözler,
⦁ Kafa karışıklığı bulunur.
⦁ cildin altında görünen ağ benzeri damar grupları(spider anjioma)
⦁ Karın ağrısı,
⦁ Karın şişmesi, (asit)
⦁ Erkeklerde meme büyümesi,
⦁ Bacaklarda şişme (ödem9


Karaciğer Yağlanması Nasıl Teşhis Edilir?


Sadece fiziki muayene ile karaciğer iltihaplanması teşhis edilemeyebilir. 
Doktor tarafından istenen alanin aminotransferaz testi (ALT) ve aspartat aminotransferaz testi (AST) testlerinde karaciğer enzimleri kontrol edilir ve buna göre doktorunuz bir tanı koyabilir.
Karaciğer enzimleri değerlerinin yüksek çıkması, karaciğer iltihabının sadece bir işaretidir. Karaciğer yağlanması hastalığı da karaciğer iltihabının potansiyel bir nedeni olsa da tek nedeni değildir. Bu sebeple enzim değerleri yüksek çıkarsa iltihabın nedeninin belirlenmesi için ek testler yapılması gerekecektir.
Bunun için Ultrason muayenesi, Bilgisayarlı Tomografi (BT) veya Manyetik Rezonans Taraması (MRI) testleri gerçekleştirilebilir.


Karaciğer Yağlanması Tedavisi


Günümüzde karaciğer yağlanması hastalığını tedavi etmek için herhangi bir kimyasal ilaç bulunmamaktadır. Ancak birçok vakada, yaşam tarzında yapılacak değişiklikler karaciğer yağlanmasını tersine çevirebilir. 
Karaciğer yağlanmasının türüne göre doktor tarafından alkol kullanımının sınırlanması, kilo vermek için adım atılması ve beslenme tarzında değişiklik yapılması önerilebilir. Aşırı kalori içermeyen, doymuş ve trans yağların düşük olduğu besin açısından zengin bir diyet ile beslenilmesi gereklidir. Haftanın en az dört günü, günde 30 dakika egzersiz yapılması tavsiye edilir.


Özellikle sistemik ve rektal ozon tedavisi ile son derece yüz güldürücü sonuçlar alınabilmektedir. Kimyasal ilaçların yokluğunda fitoterapi iyi bir alternatiftir. İnsanlar üzerinde yapılan klinik çalışmalarda Meryem ana dikeni, enginar, zerdeçal ve şahdere bitkilerden elde edilen ekstrelerin bu hastalıklardaki yararları kanıtlanmıştır.
Eğer birey karaciğer yağlanmasına bağlı olarak komplikasyon geliştirdiyse doktor tarafından ek tedaviler önerilebilir. Örneğin siroz tedavisi için yaşam tarzı değişiklikleri, fitoterapi, ozon terapi ilaç tedavisi ve cerrahi müdahale önerilebilir. Siroz hastalığı, karaciğer yetmezliğine yol açtıysa bir karaciğer nakli gerekli olabilir. 

Devamını Oku...

Kabızlık Nedir ? Belirtileri ve Tedavisi

Kabızlık Nedir?

Kabızlığın bir diğer adı da konstipasyondur. Neredeyse herkes hayatının bir noktasında kabız olur. Kısaca; bağırsak hareketlerinin zor veya az gerçekleşme durumudur.

Bazı insanlar günde üç kez büyük tuvalete çıkarken, diğerleri haftada sadece birkaç defa tuvalete çıkar.
Haftada üç defadan daha az büyük tuvalet yapılması durumu kabızlık olarak tanımlanır.



Kabızlığın Nedenleri


Normal diyet esnasında yenilenler ve günlük yaşam aktivitelerinde değişiklikler kabızlığın birinci nedenidir.
Beslenme esnasında yeterli su ya da lifli besin alınmaması bir başka nedendir. Çok miktarda süt ürünü tüketmek bazı bünyelerde kabızlığa neden olabilir. Aktif bir hayat sürmemek veya tuvalet yapma dürtüsüne uzun süre direnmek kabızlığa yol açabilir. Stres kabızlık için ayrı bir nedendir. Ayrıca çok süt tüketimi de kabızlığın nedenleridir.
Müshillerin ya da laksatiflerin uzun süreli kullanımı da kabızlığa yol açar. Aynı zamanda özellikle güçlü ağrı kesici ilaçlar, antidepresanlar, demir hapları, veya alüminyum bulunan antasid ilaçları da kabızlığa nedenlerindendir.
Çeşitli yeme bozuklukları, irritabl barsak sendromu, gebelik, sindirim sistemindeki sinirler ve kaslarda sorunlar, kolon kanseri, Parkinson hastalığı ya da multipl skleroz gibi nörolojik sorunlar ile az çalışan tiroid, ya da hipotiroidizm, gibi tıbbi sorunlar da kabızlık yapabilirler

Tedavi Yöntemleri


Dazla egzersiz yapmak, daha fazla lif yemek ve daha fazla su içmek gibi yaşam tarzı değişiklikleri kabızlığı  geçirmede faydalıdır. Günde kilo başına 30 ml su tüketimi ideal olabilir.
Doğal kabızlık formulü: Gece yatmadan 1 kase ılık su içersine 4 adet kuru kayısı, erik ve incir koyun. Sabaha kadar bekletin. Sabah önce meyvelerini yeyin, sonra suyunu için. Sonra 4 bardak ılık su için (aç karnına) Kuru kayısı, incir, erik ve mürdüm eriği gibi kuru meyveler, elma, üzüm ve avokado gibi taze meyveler, ıspanak, lahana, kızılcık, kereviz, pancar, pırasa, baklagiller gibi bol lifli sebze ve gıdalar, beyaz et ve balık tüketiminin yanı sıra özellikle zeytin ve zeytinyağı ile kekik kullanımı kabızlığa iyi gelen besinlerdir. Bol zeytinyağlı mevsim salatalarıda iyi bir kabızlık ilacıdır.

Stressiz bir şekilde ya da kesinti olmadan tuvalet yapabilecek kadar tuvalete zaman ayırmak da yardımcı olabilir. Tuvalet yapma dürtüsü geldiğinde bu göz ardı edilmemeli, hemen tuvalete gidilmelidir. 
Müshil kullanımı kısa vadede semptomları iyileştirebilir, ancak bunlar dikkatli ve sadece gerektiğinde kullanılmalıdır. Bunun nedeni, bazı müshillerin ciddi olumsuz etkilere sahip olabilmesidir.


Müshil veya laksatif kullanmadan önce mutlaka doktora danışılmalı ve ilaç prospektüsündeki talimatlar dikkatle izlenmelidir. Eğer kabızlık devam ederse, mutlaka bir doktora başvurulmalıdır. Daha güçlü kabızlık ilaçlarının verilmesinin yanı sıra kabızlığın altta yatan nedenleri ortaya çıkarılabilir. 

Kabızlığa Ne İyi Gelir? 


Eğer başka bir nedenden dolayı sıvı tüketimi doktor tarafından sınırlanmadıysa günde iki ila dört bardak daha fazla su içmek kabızlığı ilaç kullanmadan geçirmek için etkili olacaktır.


Özellikle sabah saatlerinde ılık sıvı tüketimi yapılmalıdır. Günlük diyete meyve ve sebze eklenmelidir. Kuru erik ve kepekli tahıl tüketilmelidir. haftanın en az dört günü egzersiz yapılmalıdır. İnsan vücudu hareket ettirildiğinde, bağırsak kasları da daha aktif olur. Tuvalete çıkma isteğine karşı konulmamalıdır. 
Müshil ya da laksatif kullanarak kabızlığı rahatlatmak mümkün olur. Birden fazla çeşit kabızlık ilacı ve müshil vardır ve bunları genellikle eczanelerden doğrudan, reçetesiz almak mümkündür.

Ancak her bir müshil türü kabızlığı hafifletmek için farklı bir şekilde çalışır. Hangi tür kabızlık ilacı veya müshilin etkili olacağını ve ne kadar süre kullanılması gerektiğini belirlemek için mutlaka önceden doktora danışmak gereklidir.


Kabızlığı hafifletmeye yardımcı olabilecek bazı kabızlık ilaçları arasında öncelikle lif takviyeleri bulunur. Bunlar hacim oluşturucu laksatifler olarak da bilinir ve genellikle en güvenli seçenektir.

Bu tür laksatifler bol su ile alınmalıdır. Uyarıcılar yani stimülan laksatifler bağırsaklardaki kasların ritmik olarak kasılmasına neden olur. Yağlayıcılar dışkının bağırsak içinden daha rahat hareket etmesini sağlar.


Dışkı yumuşatıcıları dışkıyı nemlendirerek yumuşatır. Osmotik laksatifler osmotik basınç farkı yaratarak suyun bağırsak içine çekilmesine yardımcı olurlar.


Nöromüsküler aracılar içinde opioid antagonistleri ve 5-HT4 agonistleri bulunur. Bağırsak içi hareketi düzenlemek için belirli reseptörlerde çalışırlar. Eğer müshiller ya da kabızlık ilaçları işe yaramazsa, doktorun dışkıyı manuel veya cerrahi olarak çıkarması gerekebilir.

Devamını Oku...